Bozağaç Mahallesi’ne 3 kilometre uzaklıktaki Menekşe ismi verilen mağarada yaşayan Mustafa Öztürk (60), tabiatla iç içe yaşamayı çok sevdiğini, mağarada ise huzur bulduğunu söyledi. Küçükken, ailesine ilişkin hayvanları otlatmak için daima olarak Menekşe Mağarası civarına geldiğini anlatan Öztürk, “Hep bu türlü bir yerde, yeşille ve tabiatla iç içe bir hayatın hayalini kurardım. Yıllar sonra bu hayalimi gerçekleştirdim” dedi.
30 yıl evvel yalnızlığı seçerek mağaraya yerleşmeye karar verdiğini belirten Öztürk, “Köylülerin hayvanlarını koyması nedeniyle Menekşe Mağarası çok kirliydi. Fakat, titiz bir çalışmayla mağarayı yaşanılabilir bir hale getirdim. İçerisinde sobam ve yatağım var. Tüm günümü burada geçiriyorum. Kedilerim ve kuşlarım var. En iyi arkadaşım onlar. Tabiatta huzur buluyorum. Kent ömrünün karışıklığından uzak bir hayat sürüyorum” diye konuştu.
YOLCULARIN UĞRAK YERİ
Öztürk, mağaraya sık sık köyden ziyaretçilerinin geldiğini belirterek, geçimini ise Aydıncık-Gülnar karayolunu kullanan yolculara çay satarak sağladığını tabir etti. Mağara içerisindeki havuzda balık ürettiğini ve taş oymacılığı yaparak vaktini pahalandıran anlatan Öztürk, Menekşe Mağarasının içerisini oyarak desen ve fotoğraflarla donattığını ve yaptığı figürlerin yoldan geçenlerin fazlaca ilgisini çektiğini kaydetti.
MAĞARANIN İSMİNİ PERİYODUN TURİZM BAKANI FİKRİ SAĞLAR VERDİ
Mağaranın isminin 1993 yılında Kültür Bakanlığı yapan Fikri Sağlar tarafından verildiğini anlatan Öztürk, şöyle devam etti: “60 yaşındayım. Mesleğim marangozluktu. Mesleğimi bırakarak 1989 yılının kasım ayında bu mağaraya geldim. Mağarada yaşamaya karar verdim. Bu mağarada o yıllarda keçiler yatıyordu. Burasını çobanlar ağıl olarak kullanıyorlardı. Mağarayı vakit içerisinde temizledim. 1993 yılında periyodun Kültür ve Turizm Bakanı Fikri Sağlar buraya gelerek buranın ismini Menekşe Mağarası koyalım dedi. Fikri Sağlar buranın ismini Menekşe Mağarası koydu.
Yeniden 1993 yılında Konya Selçuk Üniversitesi Rektörü Halil Cin tarafından 1993 yılında mağaranın Menekşe Mağarası olarak açılışı yapıldı. 1994 yılında Kleopatra fotoğrafını kayalara oydum. Burası 537 metrekare. Burayı tabiata uygun olarak çıkartmalar yaptım. Hala yapmaya devam ediyorum” Askerliğini Nevşehir’de yaptığını söyleyen Öztürk, “Kapadokya bölgesindeki oyma taşlar daima ilgimi çekerdi. Oradaki doğal hoşluk beni daima etkilemişti. Yeniden Pamukkale’deki doğal hoşluklar de beni her vakit etkilemiştir. Ben de bu tabiata uygun olarak buraları doğal hayata döndürdüm” diye konuştu.
{sitename}
