İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, işgal altındaki Doğu Kudüs’te ramazan ayı başından bu yana devam eden gerginliği daha artıracak açıklamalarda bulundu.
Netanyahu, kabine toplantısında yaptığı konuşmada “Kudüs’ün binlerce yıl Musevilerin başkenti” olduğunu sav ederek, ABD ile Avrupa Birliği’nden (AB) Doğu Kudüs’ün Pir Cerrah Mahallesi’ndeki kimi Filistinli ailelerin İsrail tarafından zorla meskenlerinden çıkarılma planına ait açıklamalarına reaksiyon gösterdi.
Başbakan Netanyahu, şunları söyledi:
“Kudüs’ü inşa etmemiz konusunda yapılan baskılara karşı koyuyoruz. Maalesef ki; bu baskılar son vakitlerde arttı. En iyi dostlarımıza şunu söylemek istiyorum. Kudüs, İsrail’in başşehri. Her ulusun kendi başşehrini inşa ettiği üzere, bizim Kudüs’ü inşa etme hakkımız var. Bunu yaptık ve yapmaya devam edeceğiz.”
Aşırıcılık yanlılarının Kudüs’teki “barışı” baltalamalarına müsaade vermeyeceklerini savunan Netanyahu, “Yasaları ve nizamın sorumlulukla ve kararlıkla uygulanmasını sürdüreceğiz. Tüm dinler için ibadet özgürlüğünü müdafaaya devam edeceğiz lakin şiddetli ayaklanmalara müsaade vermeyeceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.
Netanyahu, Gazze Şeridi’ndeki Filistinli direniş kümelerine da gözdağı vererek, bölgeden gelebilecek rastgele bir taarruza misliyle karşılayacaklarını kelamlarına ekledi.
İşgal altındaki Doğu Kudüs’te, evvel ramazan ayı başında Şam Kapısı’ndaki oturma alanlarının barikatlarla kapatılması, daha sonra Pir Cerrah Mahallesi’ndeki birtakım Filistinli ailelerin zorla meskenlerinden çıkarılması kararı ve son olarak da İsrail polisinin 7 Mayıs’ta Mescid-i Aksa’da yatsı namazı sırasında cemaate plastik mermi ve ses bombalarıyla saldırması nedeniyle tansiyon giderek arttı.
İsrail polisi, 7 Mayıs’ta Mescid-i Aksa’da 205, dün akşam da başta Şam Kapısı olmak üzere Doğu Kudüs’ün farklı bölgelerinde 90 kişiyi yaralamıştı.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price yaptığı açıklamada, “Çoğu, kuşaklardır orada yaşayan Kudüs’ün Pir Cerrah ve Silvan mahallelerindeki Filistinli ailelerin konutlarından çıkarılması durumu nedeniyle de derin biçimde endişeliyiz. Yetkililere, Pir Cerrah mahallesi sakinlerine şefkat ve hürmet ile davranma, bu karmaşık tarihi davaları kendi bütünlüğü içinde ele alma ve gerçek insanların hayatını nasıl etkilediğini kıymetlendirme daveti yapıyoruz.” tabirlerini kullanmıştı.
AB Dış Bağlar ve Güvenlik Siyaseti Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in ofisinden yapılan açıklamada da “Şeyh Cerrah’ta ve Doğu Kudüs’ün başka bölgelerinde Filistinli ailelerin meskenlerinden çıkarılmasıyla ilgili durum da ayrıyeten telaş vericidir. Bu cins aksiyonlar milletlerarası insani hukukta yasa dışıdır ve alanda tansiyonu körüklemekten öbür bir işe yaramaz.” denilmişti.
{sitename}
