‘SEVİLLA HARİTASI’NDAN VAZGEÇİN’
Gazetenin sorusu üzerine geçen yılın manşetlerde düşmeyen konusu Doğu Akdeniz krizine değinen Çavuşoğlu, “Oruç Reis gemisi, Türk kıta sahanlığı içinde faaliyet gösterdi. Yunanistan, Türkiye’nin yalnızca Ege ve Doğu Akdeniz’deki kıyıları ile hudutlu kalacağına inanıyorsa yanlış hesap yapıyor. Hiçbir geçerliliği bulunmayan, AB ve ABD’nin de tanımadığı Sevilla Haritası’ndan vazgeçilmeli” dedi.
‘12 MİLE MÜSAADE VEREMEYİZ’
Ege’deki karasularının genişliği konusunda bir mutabakatın, öteki uyuşmazlıkları olumlu tarafta etkileyeceğini belirten Çavuşoğlu şunları söyledi: “Türkiye, Karadeniz ya da İyon Denizi örneklerinde olduğu üzere kuralların elverdiği denizlerde ülke karasularının 12 mile kadar olmasını reddetmemektedir. Lakin Ege, farklı özellikler taşıyan bir denizdir. Yunanistan’ın bu denizdeki karasularını tek taraflı olarak 12 mile genişletmesine, öncelikle gemilerin hür sirkülasyonunu önemli formda etkileyeceğinden müsaade veremeyiz. Ayrıyeten, ada, adacık ve kayalıkların tüzel statüsü ile ilgili görüş ayrılıklarının yanı sıra, Lozan (1923) ile Paris (1947) mutabakatları mucibince silahtan arındırılmış olması gereken Yunan adaları bahisleri da görmezlikten gelinemez.”
‘LAHEY’E GİDİLEBİLİR’
Çavuşoğlu, uyuşmazlıkların tahlili için Lahey Adalet Divanı’na müracaat mümkünlüğü ile de, “Türkiye, tarafların kabul edeceği ve üçüncü bir taraf aracılığıyla sağlanabilecek rastgele bir tahlil formunu reddetmemiştir. Fakat Lahey’e müracaat için evvel müzakere gerekir. Ayrıyeten Yunanistan’ın, adaların silahtan arındırılmış statüsü, hava alanının genişliği, deniz sonlarının belirlenmesi üzere hususlarda Lahey Adalet Divanı’nın karar yetkisine çekinceler koymuş olduğunu da belirtmek isterim” dedi.
ATİNA’DAN ‘LOZAN’ AÇIKLAMASI
YUNAN Dışişleri Bakanlığı, Çavuşoğlu’nun Batı Trakya ziyareti sırasındaki telaffuzlarına reaksiyon gösterdi. Dışişleri Sözcüsü Aleksandros Papaioannu, “Uluslararası hukuka ve insan haklarının korunmasına odaklı bir hukuk devleti olan Yunanistan, açık ve net bir halde Müslüman azınlığa değinen Lozan Antlaşması’ndan kaynaklanan yükümlülüklerine tam olarak yerine getirmektedir” dedi. Papaioannu, Türkiye’nin daima gerçekleri saptırma uğraşı içinde olduğunu ileri sürerek, “Bu vatandaşların haklarının güya korunmadığı ya da kendilerine ayrımcı muamele yapıldığına ait şikâyetleri temelsizdir ve tümüyle reddedilmektedir” halinde konuştu.
KIBRIS’TA İKİ DEVLETLİ TAHLİL
Açıklamaları sırasında Kıbrıs meselesine da değinen Bakan Çavuşoğlu, “Kıbrıs Türk tarafının Cenevre’deki toplantıda sunduğu teklifin açık zihinle incelenmesini tavsiye ederim” dedi. Dışişleri Bakanı, şöyle konuştu: “Kıbrıs’ta Rumların, idaresi Türkler ile paylaşmayı reddetmeleri yüzünden bir paydaşlık münasebetinin kurulması mümkün değildir. BM Güvenlik Konseyi’nin vaktin gerisinde kalan oylamalarında ısrar etmekle bir sonuç çıkmaz. Kıbrıslı Türkler, iki başka devlete dayalı tahlili destekleyen Ersin Tatar’ı cumhurbaşkanı seçtiler.”
‘SORUNLARI AB DEĞİL, BİZ ÇÖZEBİLİRİZ’
“Türkiye’nin AB’ye iştiraki, AB’nin Avrupa ve ötesi için yapabileceği en değerli jeopolitik yatırımdır” diyen Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, AB-Türkiye bağlarına dair şunları söyledi: “Türkiye münasebetlerde olumlu bir gündem geliştirmeye hazırdır. Evet, bu türlü bir gündem için elverişli taban mevcut. Veto hakkını ve dayanışmayı suiistimal eden birtakım üye ülkelerin dışında, olumlu gündem için AB’de siyasi iradenin bulunduğunu görüyoruz. Yunanistan, Türkiye’ye karşı AB’yi bir koz olarak kullanmaktan vazgeçmeli. Tahlil bekleyen meseleleri AB değil, yalnızca Türkiye ve Yunanistan çözebilir.”
Hürriyet
